BSA Türkiye'de 1997 yılından itibaren faaliyet göstermeye başladı. Bu faaliyetler "telif hakları" gibi yasal ve haklı görülebilecek bir amaca bağlansa da, bütün bu süre boyunca hareket tarzlarında etik dışı yaklaşımlar raporlandı.
Örneğin internet kafeleri basıp 1 PC'de Word-Excel yazılımı buldukları halde, 20 PC'lik lisans alınması baskısı yaptıkları [3] ya da gazeteye eleman ilanı veren firmanın "Adobe tecrübesi" tercihine dayanarak, "sizde Adobe lisansı kaydı bulamadık ama baktık 15 PC var, hepsine Adobe lisansı alacaksınız, yoksa... " diye baskı yaptıkları iddiaları yer aldı [4].
Çeşitli firma ve kişilerin belirttiğine göre, BSA bu baskıyı, telif haklarının ihlali durumunda verilecek hapis ya da para cezalarının maksimumunu göstererek yapıyordu [3]. Yanısıra elleri kelepçelenmiş işadamlarının gösterildiği TV reklamları ile bu işi bir tehdit algısı ve korku atmosferi yaratmışlardı.
Oysa, BSA'nın 2007 yılına kadar, Türkiye'de geçerli yasal (tüzel) bir kimliği bile yoktu [5]. Buna karşılık bu döneme kadar geçen sürede, pek çok internet cafe ve şirket baskınında Microsoft ile birlikte adları geçti. 2007 sonrasında bilişim camiasından tepkiler çoğaldı. O dönem Linux Kullanıcıları Derneği (LKD) Genel Sekreteri olan Türker Gülüm adına, Avukat Mehmet Ali Köksal, İçişleri Bakanlığı, Dernekler Dairesi Başkanlığına başvuru yaptı. BSA'nın Türkiye'de izinsiz faaliyette bulunduğu anlaşıldı.
BSA 2007'de faaliyet izni almak için başvuruda bulunmak zorunda kaldı ve Türkiye içinde tüzel kişilik haline geldi. İlk olarak 5 yıllık faaliyet izni aldı.
Tüzel kişlilik almasına aldı ama BSA'nın temsil ettiği bazı firmaların Türkiye'de geçerli telif hakkı bile olmadığı da ayrı bir konuydu. Örneğin internet kafeleri basarak, lisans parası tahsil eden Microsoft'un yine bir baskın sonrasında dava açtığı bir internet kafecinin davayı kaybettiği görüldü. Ama bu davanın temyiz duruşmasında, akıllı bir avukat, --hakimin temini için 6 ay süre vermesine karşı-- Microsoft'un Türkiye'de geçerli bir telif hakkı belgesi sunamadığını ortaya koyuyordu [6].
BSA Tarafından Yayınlanan Masaüstü Uydurmaca Korsan Yazılım Oranı
En önemlisi ise, BSA bir yandan Türkiye'de geçerli olmayan telif hakları için baskı uygularken [6], diğer yandan da kendisinin tüzel varlığı bile yokken, nasıl hesaplandığı belirsiz "korsan yazılım" yüzdelerini sanki gerçekmiş gibi sundu. Üstelik ğu bunu AB Komisyonunda resmi raporlara geçirtti ve Türkiye'ye karşı kullanılmasına neden olduğu görüldü [7] [8].
Ama belki en acısı şu; [9] nolu dipnottaki kaynaktan da göreceğiniz üzere "turk-internet.com" söylemeden önce, Türk teknoloji basınında kimse bu rakamların anlamını düşünmüyordu. Hatta tersine Microsoft'un-BSA'nın basın bültenleri uzantısında bu rakamlar çok önemli bir habermiş gibi sunuluyordu.
Oysa telif hakları Türkiye'de geçersiz olduğu ve ne kadar vergi ödediğini bilmediğimiz bir firmanın korsan yazılım rakamı diye basbas bağırdığı bu rakam masabaşında belli kabuller yapılıp, Arap ülkeleri ile kıyaslamalar yoluyla yaratılan bir rakamdı. Avrupa Birliği tarafından da bize baskı unsuru olarak kullanılıyordu [8].
Bu arada BSA'nın bu rakamının bütün dünyada 2010'dan sonra eleştirilere uğradığını da not edelim... [10]
Ama daha da acı olan şu; Microsoft ya da BSA'nın "teknoloji basını" yardımıyla sunduğu bu rakam öyle tuttu ki; "bakanlıkların" --mesela Kalkınma Bakanlığının Bilişim Hukukuk konferansındaki bir sunumunda-- bile resmi rakam olarak kullanıldığını gördük. Konuşmacıya bu araştırmanın kaynağını sorduğumuzda; "---eeeee... üüüü... galibaaaa--" şeklinde bir cevap aldıktı.. Yani bakanlıklar bile bu düzmece rakamı bir süre --kaynağını ya da nedenini düşünmeksizin-- kullandılar.
Bizim Polisimiz, Bizim Esnafımıza Karşı Çok Uluslu Firmayı mı Korudu?
Bu kadar saçma sapan bir durum varken, yine acı olan bir durumu, İstanbul İnternet Kafeciler Odasının Başkanı Metin Baltaoğlu şöyle ifade ediyordu;
"Füsun Hanım, neden bizim kaymakamımız, neden bizim polisimizi, çok uluslu bir firmanın yanında ve onların yararına olacak bir şekilde, bize baskına yolluyor ve bu ülkenin yerel esnafı olan bizlere karşı kullanıyor, asıl koruması gereken biz değil miyiz?".
O gün bu ifadeye bir cevap verememiştim. Çünkü telif hakları-makları diye düşündümdü. Ama 2013'te Microsoft'un telif haklarının aslında bu ülkede geçerli olmadığına dair mahkeme kararı ortaya çıktığında, "Baltaoğlu çok haklıymış" diye düşünmeden edemedim.
Devlet kurumları ile, bakanlıkları ile, savcılık ve hakimleri ile, teknoloji basınıyla düşünmeksizin bir çok uluslu firmanın oyununa katkı verdik ve adeta kendi ayağımıza çelme taktık.
İnternet Kafecilerle Süren Rekabet Kurumu Davasında Yeni Gelişme
Bu arada Microsoft'un bir başka etik bulunmayan yaklaşımı, o dönem açtıkları "3+" isimli bir kampanyada, internet kafelere Windows yanında Ofis yazılımını alma zorunluluğu getirmeleri idi. Yani zorla lisans satıyorlardı. Rekabet Kurumu bu konuda verdiği kararda soruşturma açma gerekmediği gibi bir karar vermişti. Ancak Nisan 2017 itibariyle mahkeme bu konuyu Rekabet Kurumu'nun önüne yeniden koymuş durumda. Umarız bu sefer daha dikkatli bakarlar [11].
Korsan Yazılımın Türkiye'ye Verdiği Zarar mı? Microsoft'un Kestiği Ceza mı?
Ama daha da komiği var; BSA bu atmasyon korsan yazılım yüzdelerinin yanında, 2-3 yıl boyunca bir de "Korsan Yazılım Türkiye'ye şu kadar zarar verdi" türü basın bültenleri yayınladı. Başlığa baktığınızda, bu yazılımların bilgisayara zarar verdiği filan akla geliyordu. Oysa bültenin detayına baktığınızda, gördüğünüz şuydu; Microsoft, Türk firmalarına çeşitli cezalar kesmiş. Kestiği cezayı da allıyor, pulluyor, ve Türkiye'ye zarar diye yayınlıyordu [12]. Yani verdiği cezayı adeta kutluyordu. Teknoloji basını da düşünmeden bunu kullanıyordu.
Yani devlet uzunca bir süre, önüne konan korsan yazılım rakamını da, telif haklarını konusunu da dikkatli incelemedi, düşünmedi, araştırmadı.. Maalesef.. Bugün eğer bu bir faaliyet izni iptali ise, geç ama yine de olumlu karşılıyoruz.
BKB Reklamları ve Tübider'in Aldığı Durdurma Kararı
Bir diğer konu da, birbirinden ilgisiz gibi görünse de, 2005 yılında gazetelere çarşaf çarşaf dökülen BKB reklamları idi. Ocak-Şubat ve Mart aylarında ulusal basına verilen ülkenin toplama bilgisayarcılarını hedefleyen “İsmi cismi belli olmayan bir bilgisayar almak işi şansa bırakmaktır…” şeklindeki karalama kampanyasına, OEM ve Toplama Bilgisayar satıcılarının büyük tepki gelmiş ve Tübider tarafından, Sanayi Bakanlığı Reklam Kurulu’na “haksız rekabet ve gerçekleri saptırıyor” iddiası ile yapılan başvuru haklı bulunarak, durdurma ve para cezası verilmişti [13].
Olayın gelişmesi şöyleydi; 2001 krizi ile çok uluslu firmaların PC satışlarında "peşin" yaklaşımı sonucunda, Türkiye'de birden bire toplama bilgisayar üretimi patladı [14]. Öyle ki, Intel'den Ayşegül İldeniz'in o günlerde verdiği bilgiye göre bir ara toplama bilgisayar üreticilerinin sayısı 7.500'e kadar çıktı ve bunlardan 2.500 kadarına Intel firması üretimlerini uygun bularak "Intel Inside" damgası koyma hakkı vermişti. Yani bu toplama bilgisayarcılar kötü bir servis vermiyorlardı. Intel tarafından da belgelendirilmişlerdi.
İşte bu firmaların ortaya çıkması ile birlikte, Microsoft'un HP, IBM gibi firmaların PC satışları içinde otomatikman sattığı Windows ve Office sayısında ciddi düşüşler yaşandı. Yukarıdaki BKB reklam kampanyasının nedeni buydu. Microsoft bu toplama bilgisayar üreticilerini kötüleyerek, ithal PC satışlarını ve dolayısıyla da kendi otomatik Windows+Office satışlarını geri almaya çalışıyordu.
Sonuçta 2005'lerden sonra önce laptoplar sonra da iPhone vs ile akıllı telefonlar dönemi geldi ve geçtiğimiz günlerde yayınladığımız üzere Microsoft kullanımı 2010'lardan itibaren gerilemeye başladı [15]. Bunun sonucunda BSA hikayelerini daha az duyar hale geldik.
Bu arada küçük bilişim satıcı ve üreticilerinin ve de toplama bilgisayarcıların da üye olduğu Tübider'in, 15 Temmuz sonrası haksız bir KHK ile kapatıldığının yarattığı şaşkınlığı da hatırlatalım. Neyse ki, hata kısa süre sonra anlaşıldı ve dernek yeniden açıldı [16]. Ama bugün hala bu kapatmanın nedeni bilinmiyor. Sadece bazı tevatürler kulağımıza kadar gelmiş durumda.
İkinci El Yazılıma Engelleme
Microsoft ile ilgili diğer ilginç bir konu da, telifi ödenmiş Microsoft yazılımlarının 2. el olarak satışını engellemeye çalışmasıydı. Oysa 2. el yazılım dediğimiz, telifi zaten Microsoft'a ödenmiş bir üründü ve bu ürüne sahip olan, artık kullanmayacaksa, neden satmasındı..
Bu konu önce Almanya'da dava konusu olmuştu. Bülent Kozaklı önce Almanya'da Microsoft'un değiştirilen hurda bilgisayarlardan çıkan yazılımlarını 2. el olarak satmayı akıl etmişti. Ancak Microsoft, Kozaklı'yı 2 sene tehdit etmiş. Sonra dava açmış ve sonra 2. el yazılım satışı konusundaki bu davayı kaybetmişti. Kozaklı daha sonra Türkiye'de de aynı işi yapmaya karar verdiğinde, Microsoft bu sefer Türkiye'de 2. el yazılımı engelletmeye çalıştı. Bülent Kozaklı'nın Türkiye'deki firmasına baskın yapıp, yazılımların kopyalarına el koydurdu.
Ancak 2011'de 2. el yazılım için açılan dava 2015'te Kozaklı lehine sonuçlandı [16].
Microsoft'un Türk Çalışanları
Microsoft'un çok güzel yazılımları var ve ofis hayatlarını kolaylaştırıyorlar. Ancak bir yandan da lisans satacağız diye buldukları kurnazlıklar, yukarıdaki maddelerden de göreceğiniz üzere ülkeye zarar verebiliyor. Üstelik bunu kota dolduracağız diye yine bizzat Türk vatandaşları olan Microsoft çalışanları yapıyor. Bir gün emekli olduklarında çoğunun kalacağı ülke burası. Yani aslında kendi ayaklarına çelme takıyorlar. Bunu düşünmeleri lazım.
Diğer yandan, Microsoft bu yaklaşımları ile antipati topluyor. Günümüzün en önemli sözcüklerinden birisi "sürdürülebilirlik". Eğer tekel olduğunuz konular varsa, millet bugün sizden almak zorunda olabilir ama uzun vadede, hele rakipler çıktığında aynısını sürdürebilecek misiniz?
"To be or Not To be" İşte bütün problem bu. Sadece Microsoft değil, kurnazlıkla tekeli sürdürmeye çalışan tüm firmalar için mesaj bu.
Kaynakça: turk-internet.com/portal/yazigoster.php?yaziid=55843
[1] Business kelimesinin temsil eden BSA'nın B'si 2012 itibariyle isimden düşürüldü ama kısa isim aynı kaldı.
[2] İçişleri Bakanlığı 4 yabancı vakfın faaliyetlerine son verdi
[3] Microsoft 120'nin Üstünde İnternet Kafe Bastı ve Tazminat+Lisans Parası İstedi - 3
[4] Fair Play Diyen BSA Kendisi Kurallara Uyuyor mu? Utanmaz Atmasyon Korsan Rakamı Yayınlamaya Devam Ediyor
[5] BSA 24 Kasım 2006 Öncesinde Yasal Değildi
[6] Microsoft Bir Internet Kafeciye Karşı Açtığı Telif Hakları Davasını Kaybetti
[7] AB Komisyonu için Hazırlanan Rapora Göre, Türkiye Bilişim'de Korsan Kullanımında Dördüncü
[8] BSA; Türkiye'de Yazılım Korsanlığı % 66 - 1
[9] Bu Korsan Yazılım Kayıp Rakamları Nerden Bulunuyor?
[10] Business Software Alliance: Outright liars or just truth challenged?
[11] : internet kafelere yönelik olarak hazırlanan "3+Projesi" kapsamında 4054 sayili Rekabetin Korunmasi Hakkında Kanun'un ihlal edildiği iddiasına ilişkin yürütülen önaraştırma
[12] BSA Cezalandırmaları Türk İş Dünyasına 2 Milyon TL'ye Mal Olmuş
[13] BKB Reklamları Ters Tepti; Durdurma ve Para Cezası
[14] İldeniz: 'Türkiye'de PC Üreticisi 1070 Müşterimiz Var'
[15] Tarihi Dönemeç; Gitgide Düşen Windows, Liderliği İlk Kez Kaybetti
[16] Yanlışlıkla Kapatılan Bilişim Sektörü Dernekleri TÜBİDER ve TÜBİFED Yeniden Açıldı
[17] İnatçı İşadamının Fendi Microsoft’u Yendi; 2.El Yazılım Satışı Serbest Hale Geldi
Yazını okudum, haklısın ama bu kadar suçlayıcı bir üslup kullanman okurken beni rahatsız etti. Merak ettiğimden yazının sonunu zor getirdim.
BSA ya ne oldu diye düşünüyordum. Gerçekten bu kadar kötü olduklarını da bilmiyordum. Sonuç iyi olmuş. Tabi bizimde artık hızsızlık mallarını yani lisanssız ürünleri kullanmamamız gerekiyor. Hele hele bir de bu iş üzerinden para kazanıyorsanız bu çok çok büyük bir hırsızlık oluyor.
Yazılım firmasının Türkiye'de resmi distribütör u yoksa yinede telif hakkı doğuyor mu?