KEDİ TERAPİSİ
İnsanlar kedilere güvenli ve emin bir alan sağlar, sürekli lezzetli yiyecekler sunarlar. Ayrıca onlara duygusal destek de verirler.
Kedilerin de insanlara faydası çoktur. 1970’lerin başlarında yapılan bir araştırmada, kedi sahiplerinin kedilerini okşadıklarında kan basınçlarının düştüğü gözlemlenmiştir. 1980’lerde Dr. Erike Friedmann, kedi sahiplerinin önemli bir kalp krizinden sonra yaşama şanslarının, evinde hayvan olmayanlara göre çok daha fazla olduğunu bildirmiştir. 1990’larda Avustralya Monash Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, kedi sahiplerinin kalp hastalıkları konusunda evcil hayvanı olmayanlara göre daha az risk taşıdıklarını ortaya koymuştur.
Kedilerin huzur verici mırıldanmaları, kucağımızdaki sıcaklıkları, sevimli soytarılıkları stresimizi azaltır, bizi mutlu eder.
Huzurevi ve hastane sakinleri, dost canlısı bir terapi hayvanından ilgi gördüklerinde genel görünüşleri ve hatta fiziksel sağlıkları üzerinde faydalı değişimler olduğunu gözlerler. Kedi mırıltısı onları rahatlatır. Kedilerin uysallığı ve insanlara yaklaşmaya hevesli oluşu ayrıca tedavi edicidir.
Kedi mırıltısı
Kedi mırıltısı çağlar boyunca insanları büyülemiştir. Evcil ve yabani kediler mırıldama yeteneğiyle doğarlar. Yavru kedilerden yaşlılara kadar tüm kediler, mutlu olduklarında (meselâ okşandıklarında, yemeklerini beklerken veya sıcak, rahat bir yatakta kıvrılmış yatarken) mırıldarlar. Anne kediler yavrularını emzirirken, yavru kediler de annelerinden süt emerken mırıldanırlar. Kedi mırıldanmaya başladığında bütün kasları uyumlu bir şekilde titreşimlere katılır. Tortop olmuş bir tüy yumağı halinde, güven içinde ve mutlu mutlu mırıldayarak uyumaları insanda şefkat hissi uyandırır. Mırlama kediye de mutluluk verir, hastaysa kendini iyi hissettirir.
Araştırmalar, halinden memnun, mırıldayan bir kediyle bir arada bulunmanın insan sağlığına çeşitli biçimlerde faydası olduğunu göstermiştir: Yüksek tansiyonu düşürmek, stresi azaltmak, yalnızlıkla başa çıkmaya yardım etmek, hatta özgüveni güçlendirmek gibi…
Fransa’da yapılan bir araştırma, kedi mırlamasının insanı stresten arındıran bir etki yaptığını kanıtladı. Mırıltı, hem kulak yoluyla hem de deriye yakın sinir uçları kanalıyla mutluluk veriyor. Kedi mırlaması bir ilaç ve müzik gibi yatıştırıcı etki yapıyor. Toulouse’lu veteriner Jeam-Yves Gauchet, kedinin göğüs kafesinin boyutuna bağlı olarak bu stres giderici etkinin çoğaldığını tespit etti. Gırtlaktan gelen titreşim kediler arasında bir yatıştırma işareti olarak kullanılıyor ve kediler stresi diğer hayvanlara göre daha hızlı alabiliyor. Ayrıca bu terapi kulakla algılanan titreşimle sınırlı kalmıyor. Ses kulak zarının yanı sıra deriye yakın bulunan sinir uçlarından geçiyor ve 20 ila 50 Hertz arasında düşük bir frekans yayan bir uğultu algılamamızı sağlıyor. Bunun ardından pozitif düşünceler ve mutluluk beyne iletiliyor.
1950’de ABD’de yürütülen çalışmanın sonuçlarını haberleştiren sağlık editörü Veronica Aiache, mırlama terapisinin anti stres etkisi olduğunu, kan basıncını kontrol altına aldığını ve psikolojik olarak iyi hissettiren bir tür ilaç olduğunu belirtti. Ayrıca gırtlaktan iletilen titreşimlerin kemiğin iyileşmesini hızlandırdığı da belirlendi.
İnsanlar kedilerden sevgi uyaranları aldıklarında bir rahatlama ve sevgi duygusu geliştiriyorlar. Kedilerin vücut ısıları insanlarındakinden daha yüksektir. Kedilerde ek olarak mırıldama hareketi vücutta benzer duyguları uyandırdığı için insanlar da bir sevgi bağı hissetmektedir. Bu da güven, bağlılık, sevgi, şevkat ve vicdan duygusunu artırmakta, dolayısıyla da stresi almaktadır.
Kedi ve sağlık
Kediler duygusal, fiziksel ve zihinsel sağlığımıza katkıda bulunurlar. Onlar hasta olduğumuzda ve hayatın güçlükleriyle başa çıkmamızda faydasını gördüğümüz arkadaşımızdır. Üzüntülü ve gergin olduğumuz zaman kedimizin mırıltısı, tüm endişe ve gerginliğimizi giderecektir. Kedi mırıltısı endorfin ve serotenin adlı hormonların salgılanmasını sağlayarak stresimizi azaltıyor ve uykuya dalmayı kolaylaştırıyorlar.
Amerika’da “Köpüren” adlı derginin konuyla yaptığı araştırmada şu söyleniyor: “Kedi mırıltısı, karışık olan zihni düzeltmekte, sükûneti sağlayarak rahat ve huzurlu uykuya vesile olmaktadır.”
Özellikle yalnız yaşayan ve bir dosta ihtiyacı olan hastalarına, evcil kedi tavsiye eden doktorlar çoktur. Çünkü kedilerin, kanser gibi ciddi hastalıkları olan hastaların hayata tutunmasında gerçekten etkili olduğu artık biliniyor. Bakılması ve beslenmesi gereken bir hayvanın sorumluluğu, hasta insanlara kendi sağlıklarına daha çok dikkat etme düşüncesi veriyor.
Kedi ve çocuk
Kedi beslemek çocuklarda da terapi yerine geçiyor. Warwick Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma sonucunu açıklayan Dr. June McNicholas, evinde hayvan beslenen çocukların beslemeyenlere oranla her öğrenim yılında okula ortalama 18 gün daha fazla gittiğinin tespit edildiğini bildirdi. Araştırmaya göre; çocukların yüzde 30’u korktuğu zamanlar hayvanlarıyla oynayarak sakinleşiyor. Yüzde 28’i de aile üyeleriyle yaşadıkları anlaşmazlıklardan sonra besledikleri hayvanın şefkatinde teselli buluyorlar.
Ayrıca evde kedisi olan çocuklarda astım ve alerjik hastalıklar görülme riski daha düşüktür. Ev kedisi, alerji geliştirmemiş olanlarda “aşı” fonksiyonu görmektedir.
Gerçekten kedi beslemek; vücudumuzun gevşemesini sağlayan biyokimyasal maddeler salgılatır. Kedi okşamak bize iyi gelir, onlarla oynamak günlük stresi üstümüzden atmamızı ve daha fazla gülümsememizi sağlar.
.JPG)
Kaynak; www.drtus.com/