Covid 19, bize yavaş yaşamı gösterdi. İnsani etkileşimimizi sınırladı ancak temel ihtiyaçlarımız değişmedi. İhtiyaç yelpazemize etki ederken, satın alma şeklimizi de farklılaştırdı. E-ticarette sıçrama etkisi yaptı. Fiziki temastan kaçınma, sokağa çıkmanın güvenli olmaması, karantina ve yasaklar fiziksel ticareti durma noktasına getirdi. Covid 19'un e-ticarete etkisi Yomi Kastro'nun "Yedi yılda yapılacak sayısal dönüşümü yedi haftada bitirdi" cümlesiyle anlatılabilir. Karantina döneminde gıda ve market alışverişi e-ticarette öne çıktı. Alış-veriş için Android'de uygulama indirme oranı karantina öncesiyle kıyaslandığında yüzde 450 arttı. Giyim ve ayakkabı başlangıçta sert bir düşüş yaşasa da daha sonra indirim ve kampanyalarla bu düşüşü durdurmayı başardı. Alışveriş adedi, Mart başıyla Nisan sonuna göre yüzde 128 artış gösterdi. Temizlik ve hijyen ürünleri ise tartışmasız en çok satın alınan ürünler oldu. Salgın döneminde Avrupa'da çevrim içi alışverişin en çok arttığı ülke %37 ile Türkiye oldu. Türkiye'de 2019 yılında %19 büyüme ile 83.1 milyar liralık ciroya ulaşan e-ticaretin 2020 sonunda iki katına çıkması bekleniyor. Tüketiciye doğru ürünü sorunsuz teslim eden e-ticaret firmaları köklü hale gelecekler.
Deloitte Türkiye, 28 Nisan ve 15 Mayıs tarihleri arasında Türkiye’de farklı sektörlerden 314 üst düzey yöneticinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmada toplamda 9 sektörü analiz etti. Endüstriyel ürün şirketlerin salgına gösterdikleri tepki zayıf olarak değerlendirilirken; katılımcıların yüzde 61’i 2020 yılında yüzde 20’ye kadar küçülme bekliyor. Şirketleri en çok etkileyen sorunun talep tahmin zorluğu olduğu belirtiliyor. İleriki dönemde operasyonel görünürlüğü artırmanın yanı sıra otomasyona odaklanarak manuel iş gücüne bağlılığın azaltılması hedefleniyor. COVID-19 sırasında Tedarik Zincirinde Kazananlar ve Kaybedenler Raporu’nun sonuçlarına genel olarak bakacak olursak, Türkiye’de az sayıda firmanın böylesi bir kriz sırasında, sorunları önceden anlayabilme ve doğru reaksiyonu gösterebilme konusunda başarılı olduğu söyleyebiliriz. Dijital teknoloji kullanımının düşüklüğü ve iş gücü yetkinliklerinin kısıtlı olması bu duruma yaratan esas faktörler olarak karşımıza çıkıyor. Önümüzdeki dönemde birçok sektör için kalıcı değişiklerin yaşanması bekleniyor. Pandemi sonrasında bir çok sektör “yeni normale” uyum ile faaliyetlerine başlarken, operasyonel görünürlüklerini artırma ve alternatif iş modelleri yaratma konularına odaklandıklarını görmekteyiz.
Nisan 2020'de sanal ortamda gerçekleştirilen yuvarlak masa söyleşisinde yöneticilerin ortak yaklaşımı şöyle oldu: "Çalışanlarınız ve müşterilerinze karşı; samimi, erişilebilir, mümkün olduğunca iyimser, sakin, gerçekçi, esnek, çevik, otantik, şeffaf olmalısınız."
İzmir Karabağlar Rehberlik ve Araştırma Merkezi'nden Dr. Hüseyin GÜVEN'in Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisinde (ASEAD) yayınlanan çalışma raporu sonuç bildirgesi; "COVID-19 pandemik krizi dünya genelinde insanların tüketim alışkanlıklarını önemli derecede değiştirmiştir. Çünkü salgın hastalıklar insanlık tarihi boyunca yalnızca yaşandıkları dönem değil uzun vadede de köklü toplumsal değişimlere yol açmıştır (Terzioğlu, 2020). COVID-19’un en önemli etkilerinden bir tanesi, sosyal ve ticari yaşamın büyük oranda dijitalleşmeye zorlamasıdır.
... Tüketiciler, online platformlar sayesinde ürün satın alabilmenin yanında ürün hakkında ulaşmayı arzu ettikleri bütün bilgilere kolayca ulaşabilmekte ve bununla beraber farklı ürünlerin karşılaştırmasını yapabilmektedirler." denilmiştir.
Çin alfabesinde “tehlike” ve “fırsat” kelimelerini ifade eden semboller bir araya geldiğinde “kriz” anlamını taşıyan sembolü oluşturur. Çin kültüründe her krizin bir tehlike ve fırsat içerdiği bu sembollerle anlatılır. Winston Churchill’in “İyi bir krizi asla ziyan etmeyin” sözü de bunu işaret eder. İçinden geçtiğimiz süreç hem kurumlar hem de çalışanlar açısından tehdit edici ögeler içerdiği gibi aynı zamanda fırsatlar da barındırıyor. “Belirsiz zamanlarda yaşayasın” bir Çin bedduasıdır. Belirsizlik gerçek bir lanettir çünkü insan büyük uyum yeteneğine sahip olsa da belirsizliğe uyum sağlayamaz.
Sağlıklı, güzel zamanlara erişmek dileğiyle, mutlu, huzurlu günler dilerim.
Yazar: İbrahim SARI
Kaynakça: